27 Aralık 2016 Salı

DENEY 5 JUICO İLE İLK DETOKS: ALLAHIM SANA GELİYORUM

Bir gün Cheeseburger bir gün lahana yiyen biri olarak, ben de o kervana katıldım ve detoks yapmaya karar verdim. İşin en zor kısmının 5000 kaloriden -100 kaloriye geçme kararı olduğunu zannederken, kazın ayağının pek de öyle olmadığı ortaya çıktı.

Denek'in lahana suyu ve niceleriyle tanışma hikayesi: 1.Detoks çoküsel 2.Pis detoks pis.

JUICO?

Juico, tanışmadığım birtakım sempatik insanların markası. Bu kişiler, Sedef Dördüncü ve her mail'ime büyük bir sabırla (ve de hızla) cevap veren, Deniz Derman. "Juico derman olabilir mi, obez ruhumun derdine?" diye düşünürken (gelişine vurdum, o kelime şakası kaçınılmazdı), kendimi detoks paketimi seçerken buldum.

Juico Başlangıç Paketi: Detoksun başlangıcı, benim sonum.

DETOKS DERKEN ?

Özetle yemiyorsunuz, gırtlağı tutuyorsunuz. Şimdilerde, benim gibi çiğneme aşkıyla yanıp tutuşanlar için salatalı, tombik atıştırmalıklı paketler de mevcut ama işin özü aynı: Yeme kardeşim, yeme güzelim, yeme. Yeme ki sindirim sistemin biraz rahatlasın, vücudunda birikmiş olan toksinler bir şekilde (anladın sen onu) gitsin; sen de daha iyi bir uyku düzenine, daha rahatlamış bir sindirime ve ferahlamış bir cilde kavuş.

Ben de detoksu ilk defa deneyeceğimden, şimdi ölürüm mölürüm neme lazım diye; 2 günlük Juico Başlangıç Paketi sipariş ettim. Hem diğerlerine göre içecekler daha renkliydi, cafcaflıydı. Ve evet, konu hala detoks.

PEKİ NE İÇİYORUZ?

Öncelikle içeriklere geçelim. Benim dünyamda çok da yeri olmayan birtakım yeşillerin ve ilginç karışımların yer aldığı bu pakette, her içeceği belirli bir sırayla içmek durumundasınız.

Sıralı hareket etmek... En sevdiğim şey.
İlkokulun ilk günlerinde, öğretmen sıraya bir türlü oturmadığım ve sınıfta dolandığım için beni anneme şikayet etmişti. (Çok asisin, tebrikler). Daha akıllı olduğum çocukluk günleri... Detoks yapmama bile gerek yoktu... (Belki hala yoktur? Burger'ın önünde buluşup, birbirimizi bekletip, gidip iki de Whopper atalım mı?) Sus sen. O detoks, denenecek. (...)



PAKETLEME

Juico'nun web sitesinden sipariş verme sürecinde, teslimat için dilediğiniz gün ve saat aralığını seçebiliyorsunuz. Benim Juico'cuklarım tam zamanında, mükemmel paketlenmiş bir şekilde geldi.

Devasa bir karton, içecekleri soğuk tutmak için aralarına yığılan asortik Juico buz paketleri.
Daha ne olsun?

İlk detoksumuz, afiyet olsun.

(Olmadı.)


-----------------------------------VE DENEY BAŞLAR ----------------------------------------


Denek: Bir adet McDonalds'tan yeni çıkmış olan ben. 
Detoks öncesi, diğer günlere göre daha az yemek yemek önerildiğinden, ben de akşam 18'e kadar Allah ne verdiyse depoladım. İyi etmiş miyim? (Etmişsin) Evet. 

Malzemeler: Juico'nun adeta bir gökkuşağı kıvamındaki renkli, sempatik içecekleri


GÜN 1

AŞAMA 1: 09:00 CİVARI
Sağlıklı hayata adım attığım için büyük bir mutlulukla uyandım (çünkü bir gün, hatta bir saat detoks yapınca, insan hemen sağlıklı oluyor). Elma, ıspanak, limon, kara lahana, marul, maydonoz, salatalık ve zencefil suyundan oluşan, "Yeşil" adlı arkadaşla güne başladım.

Tadından arta kalan: Eh işte, çimen gibi.

Beyinden arta kalan: Beyin mutlu ve rahat.
Şimdilik.


AŞAMA 2: 11:30
İki saatte bir içtiğim Juico'yu, yarım saat gecikmeli içiyorum. Neden? Çünkü Allah kahretsin, bu kadar obur birine göre, ilk detoksum çok iyi gidiyor. Nasıl bir insanım ben...

İkinci içecek "Tatlı Sarı". Tadı gerçekten de adını karşılıyor. İçeriği elma, ananas ve nane. 

Tadından arta kalan: Oldukça tatlı. 

Beyinden arta kalan: Bir saat sonra acıkmaya başlıyorum. Hipoglisemim olduğu için (Bkz. Kan şekerinin aniden düşmesi, kişinin Mozart'tan Pantera'ya geçişi), bir sonraki içeceği düşünerek sabırsızlanıyorum. 


AŞAMA 3: 14:30
Bu sefer sıra yine Yeşil'de. İçiyorum ama... Yetmedi mi ne?

Tadından arta kalan: Bkz. çimen.

Beyinden arta kalan: Yemeksepeti.com. Bi arkadaşa bakıp çıkıcam. ('O'nun' gibisi yoğooook....)


AŞAMA 4: 16:30
Sıra zarife kırmızıda, yani Nar Çiçeği'nde. İçeriği havuç, nar ve mandalina.

Tadından arta kalan: Güzel! Gelsin narlar, gelsin şekerler. 

Beyinden arta kalan: Ekonomik moda geçiş.


AŞAMA 5: 18:30
Kırmzı. pis detoks 20282*2? Elma, limon, acı bi şey vardı neydi o, zenccccefil, havuç, pancars *?=

Tadından arta kalan: fin

Beyinden arta kalan: 000 yorgunlk, asabiet ve niceeleri.0ı0092928292.

Bu var ya bu, hayat kurtarıyor! Hurma, kaju, tarçınlı bembeyaz öztürk...


AŞAMA 6: 20:30
Oh be! Beyaz geldi, canım benim. İyi ki varsın. Sol gözden tek damla yaş. Duygusal anlar... Ölümden döndüm.

Tadından arta kalan: Hurma suyu, kaju, tarçın. En-fes. Her zaman içerim. Hatta spor yapanlar için özellikle öneriliyor. Ben de haftada 10 gün spor yapan bir kişilik olduğum için, bence günde üç öğün içip arada içine muz, çilek, bal, çokolante falan da atabilirim. (Kendi yorumumu ekliyorum, ne?)

Beyinden arta kalan: Normal moda dönüş.

GÜN İKİ

AŞAMA 1: 09:00
Bugün sanki daha mı yorgunum? Kaç gündür detoks yapıyorum ben ya?
(1)

AŞAMA 2: 11:00
Neredesin datlu saru?

AŞAMA 2.5: 11:45
Bi içecek daha yok muydu ya bu sarudan sonra? Bi sitesine bakayım.

AŞAMA 2.75
Yokmuş. 

AŞAMA 3: 13:00
Bayılıcam. Evde de kimse yok. Ceset kokuma komşular gelecek.

AŞAMA 3.5: 14:00
Yaşanmış bir hikayeye dayanmaktadır.
Sucu gelir. Suyunu getir. 
Üzerimde insanı 0 beden gösteren siyah bir eşofman, saç maskeli kafatasımda bir adet bone, midemde yeşil safra suları, beynimde kendi başlarına sıkıldıklarından öylesine dolanan, bir iki nöron kardeş.

Adam, boş damacanayı alır. Yüzü yerde, ilgisi damacanada. Acelesi var. Tam uzattığım parayı almak için bana baktığı an, donakalır. Yüzümü ilk defa görmüştür. Karşısında kafasında bonesi, kambur duran sıska bedeni ve hayalet kıskandıracak yüzüyle (makyajsızlıktan kaşı kirpiği de pek ortalarda gözükmeyen) bir adet ben.

Sucu ona uzattığım damacanayı hızla alır, "Abla, sen yorulma, dur dur" diyerek getirdiği dolu damacanayı içeri kadar getirir. Para üstünü verirken, bana acıyarak bakar ve giderken, "Allah'a emanet ol abla, iyi günler!" der.

Bir "Allah rahmet eylesin" demediği kaldı.

AŞAMA 4: 16:00
Havuç, nar ve mandalina... Siz ne güzel şeylermişsiniz ya?!

AŞAMA 4.5: 16:45
Sanki bi tane içecek daha vardı... Vardı, vardı.

AŞAMA 4.75: 17:00
Yok bi' daha detoks metoks yapmam ben! Bu ne be?! YETER!

AŞAMA 5: 18:00
Keşke bi haftalık alsaymışım, az oldu iki gün.

Görüldüğü gibi solda nur inmiş (beyaz ışık). Ebediyete intikal etmek üzereyim.
Sağda da midesi doyduktan sonra, 180 derece dönen klasik bir Denek örneği. Bkz. dönek.

AŞAMA 5.5: 19:00
Türkiye'de vasiyet sistemi var mı?

Yani durum öyle acı ki şakalar bile komik değil.

AŞAMA 5.75: 19:30
90...87....65.....43....17... IQ geri sayımda.

AŞAMA 6: 20:00
Bu Beyaz, votkayla çok iyi gider! Valla. Ben bi dahakine bundan 3-4 tane söyleyeyim, votkayla çok iyi gider bu. Beyaz'ım benim... Bitme n'olur... Biraz daha kal...


---------------------------------------------SONUÇ ------------------------------------------------

  • İki günlük detoks, başlangıç için uygun olabilir. Ama etkili sonuçlar almak için ı güncük, ıh.
  • Eğer özel bir rahatsızlığınız varsa, şekerden muzdaripseniz; mutlaka doktor kontrolünde yapın ne yapacaksanız. Rica ediyorum. 
  • İki günün sonunda, benim yaptığım gibi normal obez yemek rutininize dönmüyor; hafif besleniyor, obezitenize adım adım dönüyorsunuz. Yoksa vücut şok-şok-şok olur.
  • Juico, oldukça özenli, titiz bir marka. Sorunuz olduğunuzda ayrıntılı cevap alacağınızdan, ürünlerin sağlam paketleneceğinden şüpheniz olmasın. 
  • Sıvı detoks bana göre değil. Bir dahakine, Juico'dan önerildiği üzre şu paketi deneyeceğim: Buyursunlar. 
  • Pancar suyundan dolayı idrarınız kırmızı olabilir. Panik yok. Acıdan, elemden kan işediğiniz yok. Pancar o pancar.
  • Tuvalet durumu bünyeye göre değişiyor olsa gerek. Hoş bir konu değil. Hızla geçiyorum. 

SONUCUN SONUCU

Juico: 10/10

Detoks performansım: 2/10

Velhasıl, ilginç bir deneydi. Tekrarlar mıyım? Muhtemelen açgözlülük edip bir haftalık alır, 2. günde "ben bunu normal beslenme listeme ekleyeyim en iyisi" derim. Burger sonrası lahanalı Yeşil, pattiz öncesi ananaslı Datlu Saru. Şahane.

Sonuçta herkesin detoksu kendine...

DENEY 4: ŞAŞKINBAKKAL COŞKUN ECZANESİ'NDE DERMAPLUS MD İLE KOLAJEN BAKIMI

Müşteri sadakatini güçlendirmek ve daha fazla müşteri çekmek için, büyük eczanelerin son yıllardaki çalışmalarından biri de "cilt bakımına çağırmak". Ama bazı eczaneler, aşırı satış odaklı yaklaşımlarıyla, cilt bakımında sürülen o güzel kremleri, insanın burnundan fitil fitil getirebiliyor.

Ne var ki Şaşkınbakkal Coşkun Eczanesi onlardan biri değil.


ADETA INSTAGRAM FOTÖSÜ: DERMAPLUS MD İLE 

KOLAJEN KEYFİ 

Coşkun Eczanesi beni arayıp cilt bakımına çağırdığında, bakımın yanında hediyelerin de olacağını söylediler. Ben de olanca reklamcı ruhumla "Yalnız x alana y %50 indirimli gibi bir durum varsa, ben bir şey satın almayacağım, baştan söyleyeyim" dedim. Hatta biraz daha muhabbetimin olduğu biri arasaydı, "Bakın ben Bim Outlet olsa ona gidecek durumdayım, müşteri sadakati falan çıkmaz benden" diyecektim.

Özellikle vurguladılar: "Hiçbir alışveriş yapmanız gerekmiyor. Sizi cilt bakımına davet ediyoruz."

İşte bu.

Dünya (en azından arada sığındığım, küçük, güvenli, krem kokulu dünyam), bedeve cilt bakımıyla çok daha mutlu bir yer olabilir. 


Bedeve cilt bakımını duyunca ben



DERMAPLUS MD KİMDİR, NEDİR?

DermaPlus MD, 2010 yılında Amerika'da Elite Medical Center'da çalışan dermatologlar tarafından kurulmuş bir marka. Her cilt tipi için geliştirdikleri setler olduğu gibi, ciddi leke ve yara izleri için de (mesela yüksek retinollü), oldukça tıbbi gözüken serumlu, iğneli ürünleri mevcut.

Söylemeye gerek yok, paraben kullanmıyorlar. Zaten o paraya, içinde paraben olan ürün alınmaz. Bkz. "yazıktır, günahtır". 

DermaPlus'ın Türkiye sitesinde de öncesi&sonrası fotoğraflarını görmeniz mümkün. Buradan buyrun. İçimdeki reklamcı "Bunlar hep photoshooop" dese de, bu durum; markanın dermatolojik olduğu gerçeğini değiştirmiyor. 

KOLAJEN DERKEN?

Kolajenin önemini anlatmak gerekirse; cildin gerginliği ve sıkılığı, kolajen doku ve elastin liflere bağlı. Yani cildin yaşlanması demek, kolajen dokunun zayıflaması anlamına geliyor.

Cilt için kutsal sayılan kolajen, bir anlamda yapıştırıcı görevi görür. Dokuları bir arada tutarak daha genç, enerjik ve canlı durmasını sağlar. 

İşte ben de tam olarak bu yüzden yeni bir deneye daha girişiyorum. 


Küçük anma mutlu bir cilt bakımı alanı


--------------------------------------VE DENEY BAŞLAR -------------------------------------


Denek: Bedeve cilt bakımına bayılan bir adet ben.

Malzemeler: Coşkun Eczanesi'nin DermaPlus MD uzmanı

DermaPlus MD Kolajen Maske

DermaPlus MD K-Q10 Rich Moisturizer 


Bakım mutluluğundan,  kremlerin gözüme kaçıp kaçmamasından mıdır nedir, tüm fotoğraflar flu.

Aşama 1: Coşkun Eczanesi'nde küçük ama kullanışlı bir bakım odası mevcut. Burada uzanıp, masaj moduna girdikten sonra cildim, kurutmayan bir temizleyici ile üzerindeki 15 kat güneş kreminden kurtuldu.

Aşama 2: Ardından 20 dakikalığına DermaPlus MD Kolajen Maske'den sürüldü. Bu bakım, ekspres bir bakım olduğundan, buhardır, sıkmadır, sarmadır; bu tip işlemler yok. 

Aşama 3: Kolajen maske hafifçe temizlendikten sonra, oldukça yoğun bir dokuya (ve şişkince de bir fiyata) sahip olan DermaPlus MD K-Q10 Rich Moisturizer ve hafif renk veren DermaPlus güneş kremi sürüldü.



------------------------------------------ SONUÇ --------------------------------------------------


  • Kolajen maske, vadettiği gibi uzun süreli nem hissi sağladı. Reklamcı ağzıyla, daha doğrusu kalemiyle; "Cildimin neme doyduğunu hissettim". Ama hissettim cidden, ne yapayım. 
  • K-Q10 nemlendiricinin dokusu oldukça yoğun. Daha hafif, hızlıca emilen kremlerden hoşlananlar, "Bu ne beee" diyebilir. Ben demedim. Severim öyle şatafatlı kremleri. 
  • Arkadaşlarım o günün akşamında "N'aptın sen yine yüzüne" gibi, sanki Kim Kardashian'mışım gibi sorular sordular. Ben ne dedim? "Bedeve cilt bakımı". 
  • Özetle, cildim o gün gayet mutlu mesuttu. Hava çok soğuk olmasına ve manasız bir şekilde Bostancı'dan Fenerbahçe'ye yürümeme rağmen; ne gerildim, ne daraldım. Kolajen güzel bir şeymiş... 

Sonucun sonucu: 
Bakım: 7/10 (
Eczanenin tavrı: 10 /10 

Çıkarken, nemlendiriciden bol bol vermeleri ve bir de elime yılbaşı hediye paketi tutuşturdular. Daha ne diyeyim? Bim Outlet'e fit olan bünyemi, hadi bir Macrocenter olmasa da; bir nevi şıkıdık bir 3M Migros'ta ağırladılar. 


Oldukça büyük bir paketti. Elime tutuşturulduğunda, beni çocuklar gibi şenlendirecek kadar büyük...


Bunlar da paketin içinden çıkanlar. Durum ciddi arkadaşlar... (Tüm bu minik, sempatik ürünlerle, 2017'yi karşılamaya hazırladığımız şu günlerde, çam ağacı yaratmış olmam gerçeği de göz ardı edilmesin lütfen...)

O zaman ne yapıyorsunuz? Dermakozmetik alışverişlerinizi Coşkun Eczanesi'nden yaparak, bu güzel cilt bakımlarına hak kazanıyorsunuz. 

Şimdiden iyi deneyler dilerim. 








20 Aralık 2016 Salı

DENEY 3: SİVİLCE İZLERİ İÇİN GİZEMLİ BİR BULGAR "KPEM 3пPABE"

Ergenliğimde çılgınlar gibi sivilce sorunu yaşamadım. Ben daha çok 20'lerinden sonra fışkıranlardanım.

"Biz büyüyünce, sivilceler de büyüyorlar mı aney?"

Ama hayır, sivilce sorunları yüzünden karaciğeri dalağa yapıştıran ağır ilaçlar kullanmak zorunda da kalmadım.

Benim sivilcelerim daha çok dönemsel olarak çıkan, edepligillerden. Yine de kimini dindirmek ya da izlerini geçirmek çok da kolay olmuyor.

BULGAR GULÜ

Bulgaristan, özellikle gül suyu içerikli ürünleriyle biliniyor. Kozmetiğin gizli devlerinden olan bu ülkede, birçok farklı markaya ait allı güllü dallı içerikler bulmak mümkün. Hal böyle olunca, sadece hassas (bkz ben) ciltlerin bakımı için değil, her insan evladının ortak derdi olan sivilceler için de insanın aklına komşu geliveriyor.

KPEM 3пPABE NEDİR, NEREDEN BULUNABİLİR?

Uğruna Bulgarca'yı bile anlamaya çalıştım. Ama nafile... 

Bu minik krem, bana çok sevdiğim biri tarafından Bulgar pazarından getirilmişti. "Eee n'apalım, nasıl bulalım o zaman" diyorsanız, cevap net. Bulgar pazarına gidin ya da yolu oralardan geçen birine mutlaka bu arkadaştan aldırın. 

Çünkü işe yarıyor. 

İÇERİK?


İçerik hoş değil, baştan belirteyim.

Bu sivilce kreminin içinde alkolü de var, sülfatı da. Petrolü de var, parfüm ve UV filtre olarak kullanılan (ama zararlı etkileri olan) benzyl salicylate de. 

Dönemsel sivilceler konusunda, "İşe yarasın da, yemişim organiğini" ruh halinde olduğum için (ki bu tamamen benim kişisel görüşümdür; bir hayat biçimi önerisi değildir), içine dışına, hiçbir yerine bakmadan ürüne daldım.  

-------------------------- VE DENEY BAŞLAR -----------------------


DENEK: Dönem dönem olmadık yerlerde sivilceler fışkıran bir adet ben.

MALZEME: 3пPABE

Düzenli kullanmadım. Ne zaman sivilcemin çıkacağını hissetsem, o bölgeye sürdüm. Çıkan sivilcelerde de kullandım. 

Ürün oldukça yoğun kıvama sahip. Neredeyse iki yıldır kullandığımı düşünürsek, ne kadar iyi idare ettiğini siz hesap edin.

Bezelye tanesi kadar alın. Dev sivilcelere bile yetiyor da artıyor. 
Dokusu yoğun, kullan kullan bitmiyor.


SONUÇ

Bir günde sivilceleri sakinleştirdiği oldu. 
  • Özellikle, kaş ortasında çıkan, çıkmaya çalışıp çıkamayan, gözümün dibinde ur gibi bekleyen sinsi sivilceleri dindirmekte oldukça başarılı. 
  • Uç veren sivilcelerde de doğrudan kurutucu etkisinden çok, iltihabı/kırmızılığı yavaş yavaş dindirdiğini gözlemledim. (BM'nin 3. dünya ülkelerinden birine gönderdiği gazeteciyim, mübarek...)
  • Sivilce izlerini de azaltıyor. Bir gecede o antipatik izleri uçuruyor demiyorum. Ama kesinlikle rengini açıyor. Güneş lekeleri değil, altını çiziyorum: Sivilce izlerinde etkili. 


SONUCUN SONUCU: 8/10 

Tekrar satın alır mıyım? Yok. Çünkü aldırırım. 
Eğer yine bir tanıdığımın yolu Bulgaristan'dan geçerse, kibariye kimliğimi bir tarafa bırakarak; bu enfes kremden 1,2,3,....10 tane rica edeceğim. 

Şimdiye kadar sivilcelerimi çıkmadan sakinleştirebilen en etkili ürün, KPEM 3пPABE oldu. 
Ürünün üzerindeki açıklama silindiğinden, silinmeyen kısımları da zaten Bulgarca olduğundan; ürünle ilgili daha ayrıntılı bilgiye henüz ulaşamadım. Bulgarca'yı da bir ara (ve bir şekilde) sökerim diye umuyorum.

Çünkü ona değer.

Çünkü sivilcelerin düşmanı, benim dostumdur. 

DENEY 2: BENEFIT BROWVO! CONDITIONING PRIMER VE PALA KAŞLAR

Konumuz, marka ismindeki kelime oyunuyla duyduğu gururu, 'ünlemi' ile hissettiren Benefit Browvo! Conditioning primer. 


Ama önce...


ACI DOLU BİR KAŞ HİKAYESİ: TEK KAŞ

Bu kadar saçım olup, bu kadar kaşımın olmaması çok acı.

Tabii hayattaki tek derdim bu olsun da; insan 2016'larda yaşayıp, kaşları 70'lerde kalınca biraz ilginç olabiliyor.

Bir kere neden çıkması gereken yerde değil de göz kapağının üzerinde çıkar ki bir kaş? Evet, "bir" kaş. Sadece bir yerden çıktığı yetmezmiş gibi bir de ayda bir çıkıyor.

Elde var bir.

Özetle, hiçbir zaman gür kaşlı olmadım. Eskiden kaşlarım aşağıdaki gibiydi. Bkz Şekil 1A'nın solu. Sonra onları sağdaki hale getirdim. 


Öncesi&Sonrası

Sonra öylece kalakaldılar. Yani ben kimseyi küstürmedim. Zaten orada küsecek birileri hiç olmamıştı. Bkz. doğuştan kaşsızlık.


BENEFIT BROWVO! NEDİR, NE DEĞİLDİR?

Browvo!
Badem yağıdır, fındık çekirdeğidir, maymun kulağıdır derken; Benefit Browvo!ya düştü yolum. 

Benefit, özellikle makyaj ürünleri ve enfes tasarımıyla, insanı kendinden geçiren bir marka.
Beni de öyle tavladı zaten. Gel gelelim, önemli olan iç güzelliği. Browvo! nun içeriği şu şekilde:


"Bu ne yeaa" demeyin, insanın kaşı gözü bu. İçeriğe bakmak şart. Kaş yaparken göz çıkarmayalım. Eki eki... 



SOYA VE KERATİNİN GÜCÜ ADINA: 

14 GÜNDE DEVRİ ALEM

Browvo, keratin ve soya içeriğiyle oldukça büyük vaatlere sahip. 14 gün içinde kaşlardaki boşlukları doldurmaya başlayacağını, bir ayın sonunda da çok daha gür kaşlara merhaba dedirteceğini iddia ediyor.

Zamanında "Kaş olmayan yerden kaş çıkmaz" gibi kulağa klişe gelen ama düşününce, "E mantıklııı.... O zaman neden mel mel yağlayıp durdum ki ben kaşlarımı" diye sordurtan bir vecize duymuştum, güzellik uzmanının birinden...

Yine de deney aşkım ağır bastı, harcanması gereken bir 116 TL'm vardı, Sephora yakınlarımdaydı ve o an Benefit Browvo! Conditioning Primer alınmalıydı.



BENEFIT BROWVO NASIL KULLANILIYOR?

Sürmesi rahat. Çevir ucu, sür kaşauuu. 
  • Ürün, esnek bir uca sahip. Silindir şeklindeki (En azından ona yakın işte) sola çevirdiğinizde, ucunda kremimsi yapıdaki jelle karşılaşıyorsunuz.
  • Her çevirme = Tek kaş. (Ben tabii ki bunu yeterli bulmuyor ve deneye müdahale ederek, her kaşım için iki kere çeviriyorum. )
  • Bir kere çevirdiniz, jel belirdi. Şimdi yapmanız gereken, kaşınızın üzerinden önce şakağınıza doğru bir kere gitmek, ardından ters yöne gitmek. Bu kadar. Bitti. İki saniyeye takma bıyık gibi kaşlarınız çıkacak!!! (En azından bu ürünün Sephora'daki afişine göre, öyle olacak imiş)
  • Ürün, ilk kez kullanılacağı zaman, çevir çevir; jel gelmiyor. Şaşırmak, Sephora'ya küfretmek yok; jel belirene kadar çevirmek var. 

--------------------------VE DENEY BAŞLAR -----------------------


Denek: Adile Naşit kaşlarından hallice bir adet ben.

Deney malzemesi: Benefit Browvo! Conditioning Primer (Sabah-akşam)

Ürünü bir ay boyunca sabah-akşam %98 düzenli kullandım. 

Aynen önerildiği gibi, her kaş için sabah akşam tek hatta iki çevirmede çıkan jeli kullandım.


SONUÇ

Bir ay sonra sonuçlar (-lar diyorsam, çıkan kaş 3 ya da 4)
  • Önce vaatler: 14 günde kaşlarımı gürleştirdi mi? Hayır. 
  • Bir ayda da pala kaş olmadım. 
  • Yeni keşfettiğim ustura dünyasından mı yoksa Benefit Browvo'nun etkisinden midir bilemem ama azıcık da olsa kaşların üst kısımlarında bir çoğalma oldu. Duygusal anlar... 
  • Yukarıda da görebileceğiniz gibi (Çünkü çok iyi çiziyorum, evet), orta boşluklarda da minnak hareketlenmeler başladı.
  • Tekrar alır mıyım? Sanırım alırım. Çünkü usturaların etkisiyle kaşlarımın yukarısında biraz gelişme olsa da, boş ortalardaki golü bu ürüne borçlu olabilirim. Bu ihtimali doğrulamak için de 116 Ta Le'lik bir deneye daha değer. 

Sonucun sonucu: 6/10. 


Puan düştüm çünkü:
- 14 günde vaat edildiği gibi gözle görülür bir değişiklik olmadı.
- Ürün, akranlarına göre pahalı. 

0 da vermedim çünkü:
- Şimdi az da olsa bir hareketlenme oldu. 
- Kullanımı kolay, bereketli çıktı. 

Sabrın sonu selamet, sabrın sonu Pala Kaş Durağı.

Benefit Browvo'yu denemeye devam. 







DENEY 1: YERLİ CYRÈNE'DEN AHA&BHA GÜNLÜKLERİ


Cyréne, kimyager Şirin Köseoğlu ile Ersin Köseoğlu'nun yarattığı bir yerli cilt bakımı markası. Bu kategorideki Türk markalarının haklı gururu. Kendileriyle tanışmam, bir dermatoloğun bakterilerle coştuğunu iddia ettiği hassas cildim için verdiği uyuz kreminin, beni neredeyse uyuz ettiği dönemlerde, internette inim inim cilt bakımı markası aradığım günlere denk gelir.

Teşekkürler Lila Kutu, teşekkürler uyuz ilacını cildime boca eden sevgili dermatolog
(ve hayır; gerçekten uyuz falan olmamıştım). 

Cyréne insan, hayvan, çevre, doğa; kısacası şu dünya üzerinde ne varsa, hepsiyle dost bir marka. Paraben, sülfat, etil alkol içermiyor; hayvancıklar üzerinde test yapmıyor.

Tüm ürünlerinin 7 sülalesiyle ilgili bilgiyi de sitelerinde bulmanız mümkün. Meraklıları buraya alalım.


CYRÈNE'E GELENE KADAR, BEN KİMİM?

Hayatım ergenlikte çıkan 1-2 (Tamam, belki 2-3, 3-4...) sivilceyi dert edip, bir anda bir dolu ürün kullanıp sivilce sayısını çoğaltmakla; 
Based on a true storiler volüm 1: Ürün deneme aşkı

"Bana ne, ben de yüzüme peeling yapıp, bebek poposu gibi yapcaaam" diye, kaynar suyla dolu tencerelere yüzümü yaklaştırıp bebek değil de kırmızı maymun poposuna dönmekle; 
Buhar? Yok ben almayayım. En azından tencereden.

Göz altlarımdaki iki çizgiyi dert edip, narlı kremlerle o incecik çizgileri, kırmızı yol şeritlerine döndürmekle geçti.
Göze geldik, iyi mi...
Denedim, denedim ve hep denedim. Ve artık 34'ümde, bu deney aşkını kitlelerle paylaşmanın zamanı gelmişti... 

Cyréne, bu deney iştahımı bir nebze olsun azaltan marka oldu. 

Çünkü vaadini de fiyatını da abartan yabancı markalar ya da kısa süreli etkileriyle kozmetikten öteye geçemeyen uydurukgil ürünlerin aksine; bu marka gerçekten de işe yarıyor.


MARKA İLETİŞİMİ: 10 NUMARA, 5 YILDIZ.

Öncelikle, markanın "info"lu adresine mail atıp, derdimi anlattım. Birkaç gün içinde, uzuuun ve profesyonel ellerden çıktığı belli bir cilt anketi attılar cevap olarak.


İnsanı özel hissettiren anketler de varmış demek...

Cevapladım. Bekletir miyim hiç...

Onlar da aynı hassasiyetle yaklaşıp; bana cilt analizim ve kullanmam gereken ürünleri nedenleriyle birlikte bir bir sıraladılar. "Onlar" derken, 3. çoğul olarak markadan ya da yetkilisinden bahsetmiyorum. Bizzat markanın yaratıcısı ve birçok formülde de imzası bulunan, Şirin Hanım'dan bahsediyorum.

Şirin Hanım, bana temizleyici, tonik, eksfoliyan, serum ve kremden oluşan bir gece-gündüz rutini önerdi. Bu rutinde de bol miktarda AHA&BHA mevcuttu. 

Hayatında hiç bu içeriklere sahip bir ürün kullanmamıştım. Neydi ki bu "AHA", "BHA"?


AHA&BHA NEDİR?

AHA, "Alfa hidroksi asit", BHA da "Beta hidroksi asit" anlamına geliyor. Ben de içinde "asit" geçen bir ürünü kullanmadan önce günlerce düşünmüş olsam da (ki tamam, en fazla 10 dakika düşünmüşümdür), etkilerini okuyup bir de sonuçlarını görünce, fikrim %1.000.000 değişti.

AHA ve BHA kardeşler, pürüzsüz ve aydınlık bir cilde ulaşma yolunda bir numara diyebiliriz. Vaatleri arasında ölü deriden arınmak, güneş ve akne izlerinden kurtulmak, cilt hasarlarını gidermek... Ne ararsanız var.


NE ZAMAN AHA KULLANILMALI?

AHA "meyve asidi" olarak da biliniyor. Cilt bakımı ürünlerinde karşımıza en çok laktik, sitrik ve glikolik asit olarak çıkıyor.

Eğer benim gibi zamanında "Neymiş güneş kremi de yeaaa" deyip mini mini lekeler edindiyseniz, yine benim gibi 30'ların ilk yarısında hızla yol aldığınızın ve ilk kırışıklıklarınızın başladığınızın farkındaysanız, derin olmayan yara izleriniz varsa, sivilce izlerinden muzdaripseniz, AHA dünyasına siz de hoş geldiniz.


NE ZAMAN BHA KULLANILMALI?

Yağda çözünen BHA'nın en güçlü tipi salisik asit. 

Eğer krater gölü kadar gözenekleriniz, üzerini işaretlemişsiniz gibi belirgin siyah noktalarınız varsa; çare BHA.

Daha fazla bilgi isteyenlere Cyréne'den gelsin: AHA&BHA'nın farkı nedir?


HOŞ GELMİŞSİN CYRÈNE...

AHA&BHA Kardeşliği 
Öncelikle, Cyréne'ciklerimin son derece şık bir pakette geldiğini belirteyim.
  • Ürünler çok iyi paketlenmişti. 
  • Hem farklı ürünlerin numuneleri hem de bildiğiniz hediye ürün vardı. 
  • Bir keresinde çokolante bile atmışlardı içine... Duygusal anlar... 

---------------------------VE DENEY BAŞLAR-----------------------

Denek: Hassas ciltli (İnce cilt yapısı-yağlıdan normale, karma cilt yapısı) bir adet ben.

Deney malzemeleri:


1.Cyréne Daily Skin Brightening Treatment 2% AHA (Günlük)


2.Cyréne AHA&BHA Exfoliating Cotton Pads (Günlük/gece kullanım)

3.Cyréne Quartet-Action Dark Spor Eraser 15% AHA


Varan 1: Cyréne Daily Skin Brightening Treatment 2% AHA

Şirin Hanım, ilk defa AHA kullanacağım için; en başta çok dikkatli olmamı ve cilt tepkilerimi gözlemlememi söyledi. Hayret, ben de bu sefer laf dinledim ve deney içinde deneye kalkışmadım.

Temizleyici ve tonik aşamalarının ardından, bir pamuğa azıcık %2'lik AHA'dan dökerek, yavaş hareketlerle cildimi sildim.

Bekledim.

Hafif bir yanma ve karıncalanma oldu. Öldürür mü? Öldürmez.

Olumlu etkileri, iki hafta sonra görmeye başladım.
Oraya da geleceğiz...

Varan 2: Cyréne AHA&BHA Exfoliating Cotton Pads

Yumuşacık Cotton Ped'lerim benim... 

İlk bakışta olmasa da, iki haftalık kullanımda hayatımın aşkı...


Temizleyici ve toniğin ardından, geceleri kullandığım bu pedcikler; beyaz Cyréne kutusundan çıkan birer kurtarıcı gibi. Her kullanımda bir adet ped alıyorsunuz, cildinizi yavaşça siliyorsunuz. 

Yüzümün sağ tarafını pedin bir tarafıyla, solunu da diğer tarafıyla sildim. Bu ürün herhangi bir yanma, karıncalanma, ölme bitme yapmadı.

Ve yine etkilerini iki-üç hafta sonra görmeye başladım.

Varan 3: Cyréne Quartet-Action Dark Spot Eraser 15% AHA

Ve işte zurnanın cümle aleme kendini duyurduğu an.

Şirin Hanım, bu maskenin içerdiği yüksek AHA nedeniyle (bkz. %15) dikkatli kullanmamı, normalde bir saate kadar kalabilen maskeyi sadece bir dakika tutarak, ardından yıkamamı istedi. İyi ki de istemiş.

Tek kullanımlık paketi açıp, sıvı-jelimsi olan ürünü yüzüme sürmeye başlar başlamaz; yanma, batma, kaşınma, karıncaları meydane salma... Allah ne verdiyse yaşadım. Hele o kaşınma ve batma yok mu...

Öldürür mü? Öldürmez. Ama ilk bir iki kullanımda süründürme potansiyeli mevcut.

Neyse ki ilk kullanımdan sonra, dakikaları azar azar artırdığımdan, sonraki kullanımlarda öyle abartılı bir yanma, batma yaşamadım. İlk etaptaki olumsuz etkileri giderek azaldı. Şimdilerde "Kar kış gelse, güneş iyice bir gitse de şu maskeyi sürsem" diye dua ediyorum. 

Bu AHA maskesi, sonucunu en hızlı gördüğüm ürün oldu. Çünkü...


SONUÇ

... ürünü sürüp, bir süre cildimde tutup yıkadıktan sonra; cildim zımparalanmışcasına aydınlandı, pürüzsüzleşti ve yükünden kurtuldu.


Her resimde değişen, temsili ben: Cyréne AHA&BHA setinden önce ve sonra. 
  • Yine Cyréne ürünlerinden oluşan cilt rutinine eklemlediğim AHA&BHA kardeşler, iki hafta içinde cildimde gözle görülür bir rahatlama sağladı. Mucize demiyorum. Zaten akne lunaparkı değildi cildim. Ama ölü derinin gitmesi kaynaklı olarak cildim aydınlandı, sivilceler edepsizce fışkırmak yerine stresli ya da özel günlerimde sakin sakin "çıkmayı" öğrendi. 
  • Çevremden olumlu yorumlar aldım. "Cildin aydınlanmış", "Yüzün gözün açılmış", "Eskiden hayalet gibiydin, şimdi bi' ruh gelmiş" ve cabası...

SONUCUN SONUCU: Denemeye değerdi. 

Yeniden kullanmaya ve hep kullanmaya da değer.


AHA&BHA KULLANIRKEN:

  • Herhangi bir cilt tipine sahip olmanız gerekmiyor. Ama hassas ciltler, konuya hassasiyet göstererek, ilk kullanımda ürünleri boca etmesin. 
  • Alışkın olmayan cilde, düşük oranlarda AHA&BHA kullanmak en iyisi. Ben de yakın zamanda %4'lük AHA'ya terfi edeceğim misal. 10 ay oldu. Bitsin diye % 2'liğin gözüne bakıyorum ama ı ıh. Bitmiyor. 
  • AHA&BHA'lı ürünleri kullanmadan önce mutlaka bir uzmana danışın. 
  • Eğer söz konusu marka Cyréne ise, zaten danışma ve bilgilendirme konularında yeterince iyiler. 
  • Ürünün adında geçen "Brightening"i, Korelilerin beyazlatma ürünleriyle karıştırmamak gerek. Ölü hücreler bünyeden gidince, yüzde ister istemez bir ferahlama, aydınlanma oluyor. Yoksa kimse Michael Jackson olmayacak, bilginize.
  • Bu ürünleri kullandığınız süre içerisinde kesinlikle ve KESİNLİKLE, güneş kremi kullanın.
Cyréne'den AHA&BHA kardeşler, "İşte aradığım içerikler, aha!" dediğim bir deneyim oldu (bu kelime oyununu er geç biri yapacaktı ve ben yaptım. Belki de yapılmamasının bir sebebi vardı... Neyse). Ama bu süreçte AHA&BHA'yı, başka ürünlerle de destekledim. Onun da sırası gelecek... 


Sonucun sonucu: 9/10. Deney başarılı.
(10 da aşırı iddialı olurdu, bu yüzden 9. Yalnız yanlış kullanımlarda -bkz yukarıdaki "AHA&BHA Kullanırken" bölümü- 10 üzerinden -100'e de düşebilirsiniz, benden söylemesi.)

Gerisi iyilik sağlık, hafiften bebek poposu...

Mucize beklemeyin. Ama güzel şeyler yakındır.